

2023’te yaşanan Bybit hack vakası, blokzincir altyapısındaki kritik güvenlik açıklarını gün yüzüne çıkararak 1,5 milyar dolar değerinde dijital varlığın çalınmasına sebep oldu. 21 Şubat 2025 tarihinde, Kuzey Kore bağlantılı hackerlar, borsanın Ethereum’u soğuk cüzdandan sıcak cüzdanlara aktardığı sıradan bir işlem sırasında transfer mekanizmasındaki zafiyetleri kullandı. FBI, devlet destekli Lazarus Group’un bu saldırının arkasında olduğunu doğruladı; böylece bu olay kripto para tarihinin en büyük hırsızlığı olarak kayıtlara geçti.
Borsa ihlalinin ötesinde saldırganlar, XRP Ledger ekosistemini de hedef alarak resmi geliştirici yazılımına zararlı kod yerleştirdi. 4.2.2 sürümüyle başlayan bir dizi güncellemede, hackerlar cüzdanlara erişim sağlayan özel anahtarları çalmak üzere tasarlanmış bir arka kapı ekledi. Bu saldırı, blokzincir altyapısında tedarik zinciri güvenlik açıklarının tüm sektörü tehdit eden sistemik riskler oluşturduğunu gösterdi.
| Saldırı Yöntemi | Hedef | Kayıp Tutarı | Tespit Yöntemi |
|---|---|---|---|
| Borsa Transfer Süreci | Bybit Platformu | 1,5 milyar dolar | FBI Soruşturması |
| Yazılım Tedarik Zinciri | XRP Ledger NPM Paketi | Binlerce Kullanıcı | Aikido Tehdit Tespiti |
Olay, blokzincirin merkeziyetsiz yapısına rağmen, merkezi zafiyet noktalarının hâlâ büyük riskler barındırdığını ortaya koydu. Saldırganlar, sadece birkaç hafta içinde yaklaşık 300 milyon doları geri alınamaz şekilde farklı ağlara aktardı. Bu durum, çalınan varlıkların birbirine bağlı blokzincir ağları ve karıştırıcı servisler aracılığıyla ne kadar hızlı aklanabildiğini gözler önüne seriyor.
Amerika Birleşik Devletleri merkezli bir XRP yatırımcısı, Ellipal donanım cüzdanının ele geçirilmesiyle 1.200.000 XRP tokenı, yaklaşık 3,05 milyon dolar değerinde kaybetti. Zincir üzerindeki araştırmacı ZachXBT tarafından raporlanan bu olay, kullanıcıların özel anahtarlarını ve kurtarma kelimelerini yönetme biçimlerinde ciddi güvenlik açıkları bulunduğunu gösterdi.
İhlal, mağdurun donanım cüzdanının kurtarma kelimesini Ellipal mobil uygulamasına girmesiyle, güvenli soğuk depolama çözümü internete bağlı, istismara açık bir sıcak cüzdana dönüşmüş oldu. Saldırgan, ardından çalınan varlıkları OTC platformlarında aklamak üzere 120’den fazla Ripple işlemi başlattı ve bu da fonların geri alınmasını daha da güçleştirdi.
Bu olay, kripto para güvenliğinde temel bir prensibi vurguluyor: Donanım cüzdanları ancak kullanıcılar özel anahtarlarını ve kurtarma kelimelerini internet bağlantılı cihazlardan kesin olarak ayrı tuttuğunda güvenlik sağlar. Ayrıca, köklü donanım cüzdanı üreticileri dahi kullanıcıların kendi güvenlik hatalarına karşı koruma sunamaz. Mağdurun deneyimi, kripto topluluğu için önemli bir uyarı niteliği taşıyor; teknik güvenlik tedbirleri, doğru kullanıcı alışkanlıkları ve soğuk depolama prensiplerinin anlaşılmasıyla etkili olur.
XRP’nin 2025’teki güçlü fiyat yükselişine rağmen, merkezi borsalar yatırımcıların dikkat etmesi gereken önemli yapısal riskler içeriyor. XRP varlıklarının merkezi platformlarda yoğunlaşması, yatırımcıları, sıradan piyasa dalgalanmalarının ötesinde çoklu operasyonel ve düzenleyici risklere maruz bırakıyor.
Referans verilere göre, merkezi borsalar artan düzenleyici baskıyla karşı karşıya ve bu durum operasyonel kapasitelerini tehdit edebilir. Borsa platformlarında düzenleyici müdahale veya operasyonel sorunlar yaşandığında, bu platformlarda varlık bulunduran yatırımcılar aniden erişim kısıtlaması veya varlık dondurma riskiyle karşılaşabiliyor. Özellikle Ekim 2025’teki piyasa dalgalanmasında, XRP’nin aşırı fiyat hareketleri ve genel piyasadaki likidite sıkıntısı bu bağımlılığı gözler önüne serdi.
XRP savunucuları tarafından sıkça dile getirilen kurumsal benimseme argümanı, önemli bir sınırlamayı gizliyor: Kurumlar, XRP’yi doğrudan Ripple’dan alamıyor, bunun yerine merkezi borsa altyapısına bağımlı kalıyor. Bu aracı bağımlılık, düzenleyici işlemler borsa operatörlerini hedef aldığında, XRP’nin teknolojik avantajı olsa dahi kurumsal sermaye akışını kısıtlayan yapısal bir darboğaz oluşturuyor.
Ayrıca, merkezi platformlarda piyasa yoğunlaşması karşı taraf riskini artırıyor. Borsa operatörleri; işlem takası, saklama ve piyasa veri akışını kontrol ederek, XRP ekosisteminde kritik birer kapı bekçisi konumuna geliyor. Uzun vadeli yatırımcılar açısından platform istikrarı, merkeziyetsiz protokol yerine üçüncü tarafların operasyonel güvenilirliğine bağlı olduğunda güven kaybı riski ortaya çıkıyor.
Gerçek anlamda dağıtık benimseme için; saklama alternatifleri ve merkeziyetsiz borsa işlevlerinin önceliklendirildiği altyapı olgunluğu gerekiyor ve böylece merkezi platformlardan kaynaklanan sistemsel kırılganlıklar azaltılabiliyor.
Evet, XRP 2025 yılında da güçlü bir yatırım potansiyeli taşıyor. Düzenleyici netlik ve artan benimseme sayesinde, 200 trilyon dolarlık sınır ötesi işlem pazarında önemli fırsatlar sunuyor.
Mevcut öngörülere göre, Ripple’ın finansal hizmetlerdeki başarısı ve XRP teknolojisinin küresel yayılımı devam ederse, 1 XRP 5 yıl içinde 5-10 dolar aralığında değer kazanabilir.
Teorik olarak mümkün olsa da, XRP’nin 100 dolara çıkması mevcut piyasa koşulları ve kripto ekosistemindeki pratik sınırlar nedeniyle oldukça düşük bir ihtimal.
Mevcut piyasa eğilimleri ve tahminler doğrultusunda XRP, 2038 veya 2039 yıllarında 1.000 dolara ulaşabilir; ancak bu hedefin yakın vadede gerçekleşmesi olası görünmüyor.











