Bu hafta piyasa gerçekten biraz tuhaf. Amerikan borsasına bakıyorsun, düşüyor; altına geçiyorsun, yine düşüyor; BTC ve ETH'nin Şamdanlarına bakıyorsun, yine düşüyor. S&P, yüksek seviyede üç gün üst üste aşağı doğru gidiyor, Kripto Varlıklar da dayanamadı, her zaman "güvenli liman aracı" olarak görülen altın bile kurtulamadı.
Bu tür bir genel çöküş durumu, yüzeyde panik duygusunun bulaştığı gibi görünse de, aslında daha gizli bir şeyin devrede olduğu - dolar likiditesinin aniden sıkılaşması.
Birçok insan şaşırıyor: Ekim ayının sonunda faiz oranları düşmedi mi? Mantıken faiz indirimi = para basma = piyasa rahat olmalı, ama neden tam tersi oldu?
Burada birçok kişinin fark etmediği bir ayrıntı gizli. Amerika'nın teminatlı gecelik finansman oranını (SOFR) kontrol ettiğinizde, faiz indiriminden sonra bu sayının %4.22'ye fırladığını göreceksiniz, bu da Fed'in kendisinin belirlediği zorunlu karşılık oranından 32 baz puan daha yüksek. Ne anlama geliyor? Yani bankalar arasındaki borçlanma maliyeti, merkez bankasının doğrudan verdiği orandan daha pahalı.
Bu tür bir durumun en son ortaya çıktığı zaman, 2020 yılı pandeminin patlak verdiği zamandı. O zamanlar piyasa aniden panikledi ve herkes nakit para almak için sıraya girdi. Ama bu sefer farklı, bu sefer "insanlar tarafından yaratılan" bir gerginlik.
Sorun iki yerde. Birincisi, ABD hükümeti 35 gündür kapalı ve tarihinin en uzun süresine ulaştı. Hazine yeni bir bütçe ve vergi alamıyor, ancak askeri maaşlar, sağlık sigortası, emeklilik gibi zorunlu harcamalar ödenmeye devam etmeli. Para nereden gelecek? Sadece kendi hesap bakiyesinden çekmek zorundalar. Bu, finansal sistemden sürekli olarak dolar çeken dev bir pompa gibi.
İkincisi, Fed hala bilançosunu daraltıyor. Ağızdan faiz indirimleri konuşulsa da, bilanço hâlâ küçülüyor, her ay piyasaya sunulan para arzı azalıyor.
Yani gerçek durum şu: Faiz indirimi sadece nominal faizi ayarladı, ancak gerçekten dolaşımda olan dolar miktarı azalıyor. Piyasada para yeterli değil, bankalar parayı kapmak için acele ediyor, bu nedenle faiz oranları doğal olarak yükseliyor. Bu yüzden "gevşek" gibi görünen politikalar, piyasayı daha da sıkı hale getiriyor.
BTC ve ETH gibi likiditeye son derece hassas varlıklar, elbette ilk zarar görenler oldu.
This page may contain third-party content, which is provided for information purposes only (not representations/warranties) and should not be considered as an endorsement of its views by Gate, nor as financial or professional advice. See Disclaimer for details.
Bu hafta piyasa gerçekten biraz tuhaf. Amerikan borsasına bakıyorsun, düşüyor; altına geçiyorsun, yine düşüyor; BTC ve ETH'nin Şamdanlarına bakıyorsun, yine düşüyor. S&P, yüksek seviyede üç gün üst üste aşağı doğru gidiyor, Kripto Varlıklar da dayanamadı, her zaman "güvenli liman aracı" olarak görülen altın bile kurtulamadı.
Bu tür bir genel çöküş durumu, yüzeyde panik duygusunun bulaştığı gibi görünse de, aslında daha gizli bir şeyin devrede olduğu - dolar likiditesinin aniden sıkılaşması.
Birçok insan şaşırıyor: Ekim ayının sonunda faiz oranları düşmedi mi? Mantıken faiz indirimi = para basma = piyasa rahat olmalı, ama neden tam tersi oldu?
Burada birçok kişinin fark etmediği bir ayrıntı gizli. Amerika'nın teminatlı gecelik finansman oranını (SOFR) kontrol ettiğinizde, faiz indiriminden sonra bu sayının %4.22'ye fırladığını göreceksiniz, bu da Fed'in kendisinin belirlediği zorunlu karşılık oranından 32 baz puan daha yüksek. Ne anlama geliyor? Yani bankalar arasındaki borçlanma maliyeti, merkez bankasının doğrudan verdiği orandan daha pahalı.
Bu tür bir durumun en son ortaya çıktığı zaman, 2020 yılı pandeminin patlak verdiği zamandı. O zamanlar piyasa aniden panikledi ve herkes nakit para almak için sıraya girdi. Ama bu sefer farklı, bu sefer "insanlar tarafından yaratılan" bir gerginlik.
Sorun iki yerde. Birincisi, ABD hükümeti 35 gündür kapalı ve tarihinin en uzun süresine ulaştı. Hazine yeni bir bütçe ve vergi alamıyor, ancak askeri maaşlar, sağlık sigortası, emeklilik gibi zorunlu harcamalar ödenmeye devam etmeli. Para nereden gelecek? Sadece kendi hesap bakiyesinden çekmek zorundalar. Bu, finansal sistemden sürekli olarak dolar çeken dev bir pompa gibi.
İkincisi, Fed hala bilançosunu daraltıyor. Ağızdan faiz indirimleri konuşulsa da, bilanço hâlâ küçülüyor, her ay piyasaya sunulan para arzı azalıyor.
Yani gerçek durum şu: Faiz indirimi sadece nominal faizi ayarladı, ancak gerçekten dolaşımda olan dolar miktarı azalıyor. Piyasada para yeterli değil, bankalar parayı kapmak için acele ediyor, bu nedenle faiz oranları doğal olarak yükseliyor. Bu yüzden "gevşek" gibi görünen politikalar, piyasayı daha da sıkı hale getiriyor.
BTC ve ETH gibi likiditeye son derece hassas varlıklar, elbette ilk zarar görenler oldu.