Son iki yılda L2 projeleri sahneye çıktı, herkes kendi gösterisini yaptı, gerçekten de hareketliydi. Ama birçok kişinin fark etmediği şey şu: oyun kuralları aslında değişti.

Şimdi yarışan şey, kimin ekosistemi daha gösterişli, kimin puanlama sistemi daha heyecanlı olduğu değil; kim gerçekten BTC'nin bu altın dağını canlı suya dönüştürüp DeFi dünyasına akıtabilir? Bir proje sessiz sedasız bu işi yapıyor ve muhtemelen birçok kişi onun hırsını fark etmiş değil.

**BTC'nin Zor Durumu: Altın Dağıyla Oturup Durmak, Harcayamamak**

BTC toplam kripto para piyasa değerinin yarısından fazlasını oluşturuyor, ama DeFi'ye katılım oranı? Çok düşük.

İnsanlar istemiyor değil, hareket edemiyor:
- BTC'nin kendisi akıllı sözleşmeye sahip değil, fonların yönetimi tamamen dış güçlere bağlı
- Köprüler? Güvenilir üçüncü taraflara emanet edilmek zorunda, kurumlar ise büyük meblağlar tutmaktan çekiniyor
- Birçok farklı varlık paketi var, standartlar karma karışık, likidite ise dağınık hale gelmiş
- Herkesin kabul ettiği, güvenli ve tek bir giriş noktası eksik

Para orada yatıyor, ama yol yok. Bu bir tutum meselesi değil, altyapının temel sorunu.

**Kimler Yol Yapıyor ve Bu Yol Hızlı Otoban**

Bu proje yeni bir hikaye anlatmıyor, doğrudan temel yapıya dokunuyor:
- hVM teknolojisi sayesinde, EVM sözleşmeleri BTC zincirindeki durumu doğrudan okuyabiliyor, merkezi köprülerin eski yolunu kullanmaya gerek kalmıyor
- PoP mekanizmasıyla kendi durumunu BTC bloklarına yazıyor, güvenlik doğrudan BTC ana ağına bağlı

Bu ne anlama geliyor? BTC fonları doğal biçimde DeFi'ye katılabiliyor, dolambaçlı dönüşlere gerek kalmadan ve üçüncü taraflara endişelenmeden.