Geleneksel bankalar zincir üzeri uzlaşma ile karşılaştığında en çok endişe duydukları üç şey vardır: düzenleyici kurumlar kapıya mı dayanacak? Para zamanında hesaba geçecek mi? Müşteri varlıklarının garantisi kimde olacak?
$XPL Bu tür stabil coin uzlaşma protokolleri, aslında sınır ötesi küçük ödemeler, kurumsal anlık uzlaşma ve tedarik zinciri finansmanı senaryolarında bankalarla karşıt değil—daha çok "son kilometre" tamamlayıcı bir çözüm gibi. Ancak bankaların onayını almak için üç boyutta sağlam cevaplar vermek gerekiyor.
**Yasal engeller nasıl aşılır?** Bankalar en çok "kara para akışını kaynağıyla birlikte görememek"ten korkar. Çözüm, denetlenebilir KYC/AML arayüzleri kurmak ve zincir üzeri işlem kayıtları ile zincir dışı kimlik bilgilerini eşleştirmektir. Doğrulanabilir sertifika (VC) + çoklu yetkilendirme tasarımı kullanmak, hem düzenleyici kurumların fon akışını takip etmesini sağlar hem de müşteri gizliliğini tamamen ifşa etmeden korur. Bankaların istediği "bir sorun çıkarsa sorumluyu bulabilmek"tir; kullanıcı veritabanına bakmak değil.
**Teknoloji dayanabilir mi?** Bankaların temel sistemleri genellikle onlarca yıl çalışır; yeni teknolojilere bağlanırken en büyük korkuları "sık sık kapanmak"tır. Bu noktada, kurumsal API’ler, toplu uzlaşma araçları ve mutabakat eklentileri sunmak gerekir; böylece protokol doğrudan bankanın mevcut belge uzlaştırma veya saklama sistemlerine entegre edilebilir. Büyük işlemler için, çok imzalı saklama, zaman kilidi ve sigorta havuzları gibi koruma mekanizmaları eklenerek likidite ve köprüleme riskleri bankanın kabul edebileceği seviyeye indirilir.
**İş açısından nasıl kar paylaştırılır?** İki yol izlenebilir: Birincisi, beyaz etiket uzlaşma hizmetleri sunmak ve bankanın teknolojiyi kendi ürünleri gibi kullanmasını sağlamak; ikincisi, yeni ürünler geliştirmek, örneğin "zincir üzeri faktoring" veya "anlık sınır ötesi havale" gibi senaryolar. Birincisi teknik hizmet bedeli getirir, ikincisi ise iş hacmi artışından pay almayı sağlar.
Sonuç olarak, bankalar blockchain kullanmak istemiyor değil; sadece "uygun ve kullanışlı" bir arayüze ihtiyaçları var.
This page may contain third-party content, which is provided for information purposes only (not representations/warranties) and should not be considered as an endorsement of its views by Gate, nor as financial or professional advice. See Disclaimer for details.
Geleneksel bankalar zincir üzeri uzlaşma ile karşılaştığında en çok endişe duydukları üç şey vardır: düzenleyici kurumlar kapıya mı dayanacak? Para zamanında hesaba geçecek mi? Müşteri varlıklarının garantisi kimde olacak?
$XPL Bu tür stabil coin uzlaşma protokolleri, aslında sınır ötesi küçük ödemeler, kurumsal anlık uzlaşma ve tedarik zinciri finansmanı senaryolarında bankalarla karşıt değil—daha çok "son kilometre" tamamlayıcı bir çözüm gibi. Ancak bankaların onayını almak için üç boyutta sağlam cevaplar vermek gerekiyor.
**Yasal engeller nasıl aşılır?**
Bankalar en çok "kara para akışını kaynağıyla birlikte görememek"ten korkar. Çözüm, denetlenebilir KYC/AML arayüzleri kurmak ve zincir üzeri işlem kayıtları ile zincir dışı kimlik bilgilerini eşleştirmektir. Doğrulanabilir sertifika (VC) + çoklu yetkilendirme tasarımı kullanmak, hem düzenleyici kurumların fon akışını takip etmesini sağlar hem de müşteri gizliliğini tamamen ifşa etmeden korur. Bankaların istediği "bir sorun çıkarsa sorumluyu bulabilmek"tir; kullanıcı veritabanına bakmak değil.
**Teknoloji dayanabilir mi?**
Bankaların temel sistemleri genellikle onlarca yıl çalışır; yeni teknolojilere bağlanırken en büyük korkuları "sık sık kapanmak"tır. Bu noktada, kurumsal API’ler, toplu uzlaşma araçları ve mutabakat eklentileri sunmak gerekir; böylece protokol doğrudan bankanın mevcut belge uzlaştırma veya saklama sistemlerine entegre edilebilir. Büyük işlemler için, çok imzalı saklama, zaman kilidi ve sigorta havuzları gibi koruma mekanizmaları eklenerek likidite ve köprüleme riskleri bankanın kabul edebileceği seviyeye indirilir.
**İş açısından nasıl kar paylaştırılır?**
İki yol izlenebilir: Birincisi, beyaz etiket uzlaşma hizmetleri sunmak ve bankanın teknolojiyi kendi ürünleri gibi kullanmasını sağlamak; ikincisi, yeni ürünler geliştirmek, örneğin "zincir üzeri faktoring" veya "anlık sınır ötesi havale" gibi senaryolar. Birincisi teknik hizmet bedeli getirir, ikincisi ise iş hacmi artışından pay almayı sağlar.
Sonuç olarak, bankalar blockchain kullanmak istemiyor değil; sadece "uygun ve kullanışlı" bir arayüze ihtiyaçları var.